Biz kimiz?
News
Temmuz 2021’de, Hiking Istanbul’dan Nick Hobbs ve küçük bir ekip (Oytun, Tasha, Fatemah) Avrasya Yolu’nun bu bölümünü tamamlayabilmek adına Şile ve Yağcılar(Kuzey Güney) arasındaki bölgeden geçen bir rota araştırdı. Bu keşif, Anadolu Kavağı’ndan Şile’ye giden bir güzergahı tamamlayacak ve Boğaziçi Ile İzmit arasındaki Avrasya Yolu tamamen oluşturulacaktır. Gün 1 Başlangıç Şile, Bitiş Tekkeköy,…
Bu 3 günlük rota, Likya Yolu’nun bir varyasyonudur ancak Likya Yolu ile 4 günlük Tahtalı dairesel turu olarak da kullanılabilir. Çoğunlukla dağ patikaları üzerinde yüksek seviyeli ormanlardan, Laodikya antik bölgesini geçerek muhteşem bir manzaradan ilerler. Deneyimli ve formda olan yürüyüşçüler için uygundur. Turun tamamı açık havada geçirmeyi(bivouac) veya kamp ekipmanı gerektirir. Yılın hemen hemen her…
Dünya Yürüyüş Yolları Birliği’nin üyesi olan Kültür Rotaları Derneği, Likya Yolu’nun bir bölümü ile Tayvan’daki bir rotayı kardeş rota olarak eşleştirmek için harekete geçti. Bunun için seçtiğimiz bölüm, Çıralı-Tahtalı arasındaki, Akdeniz kıyısından Likya Yolu’nun en yüksek noktasına çıkan parkur oldu. 2006’da kurulan Thousand Miles Trail Association ve yeşil yollar akımından bu yana, eşsiz dağların bulunduğu…
Avrupa Konseyi Kültür Rotaları’na dair Genişletilmiş Kısmi Antlaşma’nın yönetim kurulu, Nisan ayında yıllık toplantısını gerçekleştirdi ve tescillenmek üzere seçilen 5 adet yeni rotayı duyurdu. Böylece toplam Avrupa Kültür Rotası sayısı 45’e çıkmış oldu. Bu yeni rotalar, Aeneas Rotası, Alvar Aalto 20. yy. Mimari ve Tasarım Rotası, Kiril ve Metodius Rotası, Avrupa d’Artagnan Rotası ve Demir…
2006 yılında Likya Yolu ile başlayan uzun mesafeli doğa yürüyüşlerine olan ilgimin zamanla artması, aklıma virüsleri getirdi. Malum bir seneden fazladır bir virüs, kelimenin tam anlamıyla hayatımızın her alanına sirayet etti. Bu doğada olma isteği de aynı virüs gibi bir kez bünyede yer etti mi kolay kolay çıkmıyor. 2020 yılının bahar aylarını evlere kapanarak geçirdik….
Bundan 30 yıl önce, Fethiye Kabak yakınlarındaki Cennet Koyu, bu Dünya’daki en güzel yerdi. Alınca’nın alt tarafındaki sarp kayalardan aşağı inerek burayı ilk kez ziyaret ettiğim zaman, yalnızca martı ve yaban kedilerinin izleri vardı. İnsan yoktu, tekne yoktu, ateş yakma yerleri ve çöp yoktu. 1950’lerde bir deprem buraya inen patikayı bozunca ve yüzey suyunun yeraltına…